30 Temmuz 2014 Çarşamba

Balık üretimi-Balıklardan nasıl yavru alınır

Hepimiz özenle baktığımız balıklarımızdan günün birinde yavru almayı bekleriz. Ama bazen ne yaparsanız yapın bir türlü yavru alamadığınızı görür ve hayal kırıklığına uğrarsınız. Hatta bu durum, hobiden bile soğumanızı sağlayabilir. Her gün forumda özellikle bu konu hakkında bir çok başlık açıldığını gördüğüm için sizlere kendi yöntemlerimi ve bildiklerimi aktarmak istiyorum.
1-) Balıklar Sağlıklı Olmalıdır:
a-) Su Değerleri:
Öncelikle balıklarımızın sağlıklı olduklarından emin olmalıyız. Ancak sağlıklı olan balık üreme etkinliğini gerçekleştirebilir. Bunun için su değerlerimiz uygun olmalıdır. Emin değilseniz, su değerlerini (PH, GH, Nitrit, Nitrat,…vs) ölçebilen bir test edinin. Bu testleri akvaryumculardan temin edebilirsiniz. (Ph ve Gh testi eczanelerden de satın alınabilir.) Özellikle nitrit, nitrat ve amonyak değerleriniz normal düzeyde olmalıdır. Bu üç zehirli maddenin yüksek miktarlarda bulunması, düzenli dip çekimi yapılmayan Malawi akvaryumlarında sıkça rastlanır ve balıkların keyifsiz olmasına, çiftleşmemelerine, aldıkları yumurtaları atmalarına, hatta hastalanmalarına sebep olur. Balık miktarınıza bağlı olarak haftada bir-iki kez yapılan dip çekme işlemi, bu zehirli maddelerin büyük çoğunluğunu akvaryumunuzdan uzaklaştıracaktır. Eksilen suyun yerine de bir kovada ya da ağzı açık bir bidonda 3-4 gün bekletilen su eklenmelidir. Ancak bu suyun akvaryum ısısıyla aynı sıcaklıkta olmasına dikkat ediniz. Eklenen su ile akvaryum suyunun arasında ısı farkı olmamalıdır.
Çiklitler oldukça fazla atık tüketen, hareketli balıklardır. Bu yüzden filitrasyon güçlü olmalı, akvaryumda bol oksijen bulunmalıdır.
b-) Beslenme:
Suyumuzun değerleri uygunsa (balıklarımızı rahatsız eden, ağızlarına aldıkları yumurtaları atmalarını sağlayan olumsuz su değerleri bulunmuyorsa) balıklarımızın sağlıklı beslendiklerinden emin olmalıyız. Her zaman için tek tip yemlemeden kaçınılmalıdır. Mümkün mertebede birkaç çeşit ve kaliteli yem kullanmalısınız.Burada dikkat etmemiz gereken nokta; türe uygun beslenmedir. Örneğin bir Ahli ile bir Iceman’in beslenme diyetleri aynı değildir. Ahli, protein ağırlıklı beslenmeyi seven, Iceman ise bitkisel ağırlıklı yemlerle daha mutlu olan bir balıktır. Sarı Prensesler ise hem etçil hem de otçul beslenirler. Balıklarımızın özelliklerini araştırmalı ve onları buna uygun beslemeliyiz. Yine haftada birkaç kez protein ağırlıklı beslediğimiz balıklarımıza da bitkisel yem vermeyi ihmal etmemeliyiz. Tam tersi bitkisel beslenen bir balık için de geçerlidir. O da arada bir protein ağırlıklı yemlerle beslenmelidir.
2-) Balık-Stres İlişkisi:
Stres, bir akvaryumun en büyük düşmanıdır. Hemen hemen bütün hastalıkların sebebi, stres yüzünden bir balığın mukoza zarının zarar görmesidir. Bu mukoza zarı normal şartlar altında akvaryumumuzda her daim bulunan zararlı mikroorganizmalardan balıklarımızı korur. Stres yüzünden tahrip olan mukoza zarı balıklarımızı artık koruyamaz hale gelir ve balıklarımız kolayca hastalanırlar.
Balıklarımızın stres yaşamamaları için yapmamız gerekenler şunlardır;
a-) Tank Seçimi:
Maddi gücünüz yettiğince, alabileceğiniz en büyük tankı almanız balıklarınızı mutlu edecektir. Bazı türler daha büyük tanklar beklerken, bazı türler ortalama bir tankla da idare edebilir. Örneğin yunuslar minimum 240-260 ltlik bir tankta, sarı prensesler ise 100-180 ltlik bir tankla idare edebilirler. Kısacası akvaryumunuz ne kadar büyükse, yavru alma şansınız o kadar yükselir.
Yunus gibi bazı türlerin karma akvaryumda üremeleri zordur. Bu yüzden bazı türler, türe özel akvaryum beklerler.
b-) Balık Sayısı:
Malawilerin yüksek nüfuslarla bir akvaryumda bakılmaları doğru değildir. Mümkün mertebede akvaryum içinde bulunan balık sayımızı azaltmalıyız. 100-120 lt’ de 15-20 yetişkin balık besliyorsanız, akvaryumunuz kalabalık demektir ve yavru almanız oldukça zordur.
c-) Balık Seçimi:
Uyumlu Türler: Balık türleri araştırılarak birbirleriyle uyumlu türler seçilmelidir. Her zaman için aynı göle ait çiklitlerin bir arada beslenmesi daha randımanlı bir akvaryum ortamı sağlayacaktır. Örneğin sarı prenses, flower horn, frontoza gibi balıkları aynı akvaryumda beslemeye kalkarsanız, farklı göllerin balıklarını bir araya koyduğunuz için o akvaryumdan yavru almanız oldukça zorlaşır. Yavru almayı bırakın, böyle bir akvaryumda balık kavgaları, yaralanmalar, strese ve kötü su şartlarına bağlı olarak mantar, parazit ve bakteriyel hastalıklar karşılaşma olasılığınız oldukça yükselir.
Yine aynı gölün balıkları da olsalar, Malawiler arasında da akvaryumda bulunan huzuru bozabilecek, daha sert türler mevcuttur. Bu türlere örnek olarak; johanni, auratus, venüstüs, yaşayan kaya verilebilir. Ancak şu da unutulmamalıdır ki nasıl her insan aynı kişilik özelliklerine sahip değilse, balıkların da aynı tür olsalar bile farklı kişilik özellikleri bulunur. Örneğin benim 14 cmlik bir Ahli erkeğim sadece üreme zamanı yer tutup normal zamanlarda hiçbir balığa karışmazken, başka bir 8 cmlik Ahli erkeğim 90 cmlik yer tutar, her daim oraya hiçbir balığı yaklaştırmaz, akvaryumda terör estirirdi.
Her türden sadece bir erkek ve en az 3-4 dişi gereklidir. Akvaryumda, aynı türden birden fazla erkek bulunması, o akvaryumda stres kaynağıdır. Örneğin ahli ve sarı prenses beslemek istiyorsanız, 1 erkek, 5 dişi ahli ve yine 1 erkek, 5 dişi sarı prensesi aynı akvaryuma koyabilirsiniz.
Eğer balıklarınız ağız ağıza birbirine kenetleniyor, birbirinin etrafında çok hızlı bir şekilde dönüyor, birbirlerini gördüklerinde solungaçlarını şişiriyorlarsa büyük ihtimalle cinsiyetleri aynıdır ve kavga ediyorlardır. Genelde erkek erkeğe kavgalar yaşansa da bazen 2 dişi arasında hatta nadiren de olsa baskın dişi-pasif erkek arasında da kavgalar görülebilir. Böyle bir durumda balıklardan biri akvaryumdan çıkarılmalıdır. Balıkların cinsiyetlerine 4.madde de değineceğim.
d-) Uygun dekorasyon:
Malawiler özellikle de sarı prensesler gibi mbunalar (Doğal ortamları, Malawi gölünün kayalık alanları olan çiklitler) dekordan çok hoşlanırlar. Akvaryumda kayalardan mağara ve benzeri saklanılacak yerler oluşturup küplerle de desteklerseniz, balıklarınız oldukça mutlu olacaklardır. Yine aynı şekilde non-mbunalar (Malawi gölünün kumluk ve kumluk-kayalık bölgelerinde yaşayan çiklitler) da belli bir miktar dekordan hoşlanırlar. Böylece ağzında yumurta olan dişi ya da diğer balıklarca kovalanan pasif bir balık dekorların arasına saklanarak kendini koruyabilir.
Unutmamalıyız ki dekorsuz, boş bir akvaryumda beslenen balıklarda çoğunlukla ürkeklik, stres ve diğer balıklarca kovalandığı için yumurta atma gözlenir.
Bir akvaryum, doğanın bir taklididir. Elimizden geldiğince doğayı, balıkların içinde bulunduğu gölün ortamını taklit etmeliyiz ki balıklarımız daha mutlu ve sağlıklı olsunlar. Bu bizim bir hobici olarak sorumluluğumuzdur.
3-) Uygun Damızlık Seçimi:
Yukarıda elimden geldiğince bahsettiğim tüm koşulları sağladıysanız sıra uygun damızlıkları seçmeye geliyor. Akvaryumcularda satılan çoğu çiklit hormonludur. Bu hormon balıkların renklerini canlılaştırıp dişilerin de, erkeklerin de bir erkek balık görüntüsü almalarını sağlar. Ancak oldukça zararlı, hobicileri maddi ve manevi kayıplara uğratan bir etkendir. Çünkü yüksek miktarlarda verilen hormon, balıkların üremelerini güçleştirir ya da tamamen engeller ve bizler aylar boyunca tüm koşulları gerçekleştirdiğimiz halde neden balıklarımızın üremediğini kara kara düşünürüz.
Eğer akvaryumcuda gördüğünüz bir çiklit 3-4 cm’ken, erişkin olduğunda alacağı renge bürünmüşse o balık hormonludur ve uzak durmanızı tavsiye ederim. Örneğin bir Ahli yavrusu gri, uçuk mavi yerine canlı bir parlement mavisi görüntüsündeyse o balık hormonludur.
Balığın hormonlu olup olmadığını görüntüsünden anlama kuralı, mbunalar için çok da geçerli değildir. Çünkü mbunalar (sarı prenses, snow-mavi prenses, icemen,…vs) küçük boylarda bile hormonsuz olsalar da canlı renklerini korurlar. Ancak hormon yemiş bir mbuna da renkler yine olağandan canlı ve parlak olabilir. Ama yine de mbunalar da hormon konusunda hata yapılabilir.
Yanılmamak için sizlere tavsiyem; damızlıklarınızı akvaryumcudan değil de, bir hobiciden temin etmeniz yönündedir. Böyle bir imkanınız bulunmuyorsa elinizden geldiğince akvaryumcudaki en renksiz yavrulardan seçiminizi yapınız.
Damızlıklarda dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da balıkların büyük boylarda olmamasıdır. Çünkü genellikle insanlar evlerinde ya da üretim hanesinde üremeyen, verim alamadıkları, yaşlı balıkları ellerinden çıkarırlar. Dolayısıyla da erişkin, büyük boy bir balık aldığınızda kısır olması ya da yumurta yemesi oldukça yüksek bir ihtimaldir.
4-) Balıkların Cinsiyetleri:
Balıkların cinsiyetinden emin olmalıyız. Özellikle mbunalar için dişi-erkek ayrımı oldukça zordur. Görünüşünden alt yüzgecin ovalliği-sivriliği, üst yüzgecin ovalliği-sivriliği, üst ve alt yüzgeçteki bant kalınlığı, anal yüzgecin sivriliği-ovalliği, yalancı yumurta benekleri, kafa yapısı, çenesinin altında yumurta kesesinin olup olmaması gibi farklılıklar bize balığın cinsiyeti hakkında bir fikir verse de, bazı durumlarda yanıltıcı olabiliyor. İnsanlar nasıl birbirlerine benzemiyorlarsa, balıklarda da aynı tür içinde dahi, fiziksel farklılıklar bulunuyor.
Bunun için en kesin yöntem; “Venting Yöntemidir” Bu yöntemde balığın anüsü ve venti karşılaştırılır. Venting yöntemi ayrıca normal zamanlarda dış görünüşüne bakarak emin olabildiğimiz türler için de (non mbunalar), kendini baskın erkekten saklayan (rengini açarak dişi görünümü alan) pasif erkeklerin cinsiyetini de belirlemede kullanılabilir.
Erkek balığınız dişilerden daha büyük olmalıdır. Daha önce de bahsettiğim gibi her türden tek bir erkek beslenmelidir.
Şimdilik aklıma gelen, yavru almak için dikkat edilmesi gereken belli başlı unsurlar bunlar. Tüm bu yazdıklarım bizzat uyguladığım ve dikkat ettiğim hususlar. Ancak üstteki başlıklardan bazıları uygulanmadan da yavru alınabilir. Örneğin bazen aşırı kalabalık bir akvaryumda ağzı dolu bir dişi görülebilir. Bu erkeğin baskınlığına ve dişinin çabukluğuna da bağlıdır. Ancak o dişi, büyük bir ihtimalle diğer balıklardan kurtarabildiği yumurtaları alabilmiştir ve belki de balık sayısının az olduğu bir akvaryumda çiftleşmiş olsaydı, alacağı yumurta sayısı çok daha fazla olacaktı.
Malawi Çiklitleri, kendilerine has farklı kişilik yapıları ve davranış biçimleri olan canlılardır. Hemen her ortama kolayca adapte olabilirler. Bu yazıyı özellikle yavru almada problem yaşayan arkadaşlar için hazırladım. Bilgi paylaştıkça çoğalır.
Bir önceki yazımız olan Balıklar için ne kadar zaman ayırmalıyız? başlıklı makalemizde akvaryum, akvaryum bakım süresi ve akvaryum temizliği ne kadar sürer hakkında bilgiler verilmektedir.

Sump sistemi ve dış filtre arasındaki farklar

Evet arkadaşlar kafaları en çok meşgul eden sorulardan birisi sump sistemi yoksa dış filtre mi kullanmalıyız. Sump sistemi ve malzemeler hakkında Buradan Ayrıca dış filtre hakkındaki linkten Bakabilirsiniz. Neyse konumuza geri dönelim. Sump sistemi büyük akvaryumda ve içerisinden çok balık olan akvaryumlarda kullanır genelde. Akvaryum uzunluğu 150 ve üzeri akvaryumlarda yada 550 600 lt akvaryum üzeri tavsiye edilir.
Sump sisteminin dez avantajlarından bahsedelim biraz buna göre kendi kararımızı verelim. Sump sistemli akvaryumlar dış filtreye oranla daha çok koku yapmaktadır daha çok ses yapmaktadır. Eğer akvaryumunuz oturduğunuz odada salonda falan ise bence hiç sump işine girmeyiniz 150cm akvaryumlara yetecek seviyede dış filtreler bulunmaktadır.
Dış filtre dezavantajları ise. Dış filtrelerde 600 lt üzeri kapasitedeki akvaryumlar için olanlar fiyat açısından oldukça yüksektir. Sump sistemi kurmak daha sağlıklı olacaktır. Dış filtrede temizlik yapmak biraz daha zahmetli olur eğer musluklu filtreler kullanırsanız bu zahmet biraz daha azalabilir. Su temizliği açısından sump sistemine göre daha zayıf düşer.
Bir önceki yazımız olan Akvaryum suyu nasıl değiştirilmeli başlıklı makalemizde akvaryum, akvaryum su asıl değiştirilir ve akvaryum su değişimi nasıl yapılmalı hakkında bilgiler verilmektedir.

29 Temmuz 2014 Salı

Balık nasıl kusturulur videolu anlatım

Akvaryum hobisinin hayatımıza girmesiyle, günlük yaşamımızda bu çok sevdiğimiz uğraşımız üzerine konuşmalarımızda ve forumlardaki tartışmalarımızda en önemli konulardan biri balıkların kusturulması olmuştur. Bu konudaki görüşler, tecrübeli hobicilerden, hobiye yeni başlamış akvarist arkadaşlarımızın düşüncelerine kadar farklılık göstermektedir. Anne olan dişi cichlidi kusturmak bazı durumlarda gereksizdir. Bu kuram tamamen doğaya duyduğumuz saygıdan ötürü gelmektedir. Ancak gerçekten bazı durumlarda anne dişiyi kusturmak onun sağlığı için en elverişli olan yöntemdir.

Bir önceki yazımda Malawi cichlidlerinin üreme dönemlerinden bahsetmiştim. Bu konuyu açarken göldeki bir balıkla akvaryum ortamındaki bir balığın aynı şartlarda içgüdülerini kullanamadığını belirtmiştim. Kusturma ya da diğer bir tasviriyle sağma işlemi sadece akvaryumda gerçekleştiği için bir cichlidin doğasına aykırıdır. Şimdi bu durumun neden gerekli olduğuna geçelim. İlk olarak Malawi Gölü’nü ele alalım; 600 km uzunluğunda ve 80 km genişliğinde bir alanda oluşmuş, yer yer 700 metreye kadar derinliğe sahip, dünyanın en büyük yedinci gölü olan bu dünya harikası yer; 20-30 cm büyüklüğüne ulaşabilen Haplochromis familyası balıklar için bile sınırsız bir uzunluğa, inanılmaz bir büyüklüğe sahiptir. Bu gölün en efsanevi mensupları olan Mbuna familyaları, üreme dönemleri en erken gelen balık gruplarının başındadır. 
Örneğin; doğumunu takip eden ilk 8 ay sonunda bir Mbuna dişisi cinsel olgunluğa erişmiş olur. Ancak gölde yetişen bir Mbuna dişisi ile kapasitesi ne kadar büyük olursa olsun bir akvaryumda yetişen  Mbuna dişisi yapısal olarak aynı güce sahip değildirler. Göldeki balık, doğadan edindiği besinlerle ve sınırsız yüzme alanıyla çok daha iri bir boya ulaşır ve üreme dönemi geldiğinde vücut yapısı kuluçka dönemini sağlıklı bir şekilde tamamlamaya müsahit haldedir. Akvaryum ortamında yetişen dişi balık, kuluçka süresince aç kalacağı için vücut yapısı zayıflayacaktır. 8 aylık bir zaman diliminde büyük tanklardaki dişiler 10 cm boya rahatlıkla ulaşabilirler. 
Fakat küçük kapasiteli tanklarda bunun mümkün olması çok zordur. Programlı bir beslenme menüsü ve yine periyodik programlı su değişimleri, su parametrelerinin sürekli test kitleriyle ölçülerek değişim gösterdiklerinde müdahale edilip sabitlenmesiyle balığın büyüme faktörünü yakından etkileyebiliriz. Ancak bu kişisel zahmetler her hobici için aynı seviyede olmayacağı için; kuluçka döneminde 10 cm boya kadar ulaşmış bir balıkla 8 cm boya ulaşmış bir balık için aynı hayatı oluşturmayacaktır.
10 cm.lik dişi yapısı gereği diğer 8 cm.lik dişiden daha güçlü olduğu için daha az zayıf düşecektir. Balık kuluçkadayken aç kaldığı için istemeden yutmak zorunda kaldığı yumurta sayısı 10 cm.lik dişide daha az, 8 cm.lik dişide daha fazla olacaktır. 
Bu da doğum sırasında 10 cm.lik dişinin diğerinden daha çok yavru vermesini aşikar kılmaktadır. Ancak burda en önemli nokta doğum esnasına gelene kadar kuluçkadaki zayıf dişinin fazlasıyla yorgun düşecek olmasına tekabül eder. Daha sonrasında kendini toplayıp form kazanması yavaş yavaş olacağı için, balığın gelişimi, daha çok büyümesi ve daha güçlü hale gelmesi negatif yönde sürecektir. Yeniden kuluçkaya geçme zamanını uzatacağı gibi yanık kalmasını; yani başka bir deyişle büyümesinin durması riskinide oluşturmaktadır. 
Balığın üreme periyodunun uzamaması, daha çok yavru sahibi olabilmesi ve hepsinden önemlisi gelişimini negatif etkilemeden sağlığının korunması için yapabileceğimiz en önemli davranış onu kusturmak olacaktır. Bu sayede yeniden kısa süre içerisinde yem yemeye başlayacak ve formunu kazanacaktır. İlk başlarda hiçbir zaman kusturma taraftarı değildim ancak 5-6 cm boylarında çoğu Labidochromis Caerelus (Sarı Prenses) ve Maylandia Callainos (Cobalt Blue) dişilerim yumurta almaya başlayınca, onların sağlığını düşünerek bu yola başvurdum.

540 litre ve üstü kapasiteli tanklarda, uygun dekorla % 100 olmasa da, balıkların doğal ortamını taklit etmeye bir adım daha yaklaşmış oluruz. Böylesi geniş alanlarda tüm balıklar gelişimlerini, göldeki ırklarına yakın bir şekilde gerçekleştirebilirler. Vücut yapısı olarak iri ve güçlü bir hale gelmiş olan dişi 22-26 gün aralığı olan kuluçka dönemini en az yorgunlukla atlatacak kapasiteye sahip olduğu için; o balığı kusturmadan yavrularını ağzından salmaya başlayacağı güne kadar beklememiz, doğanın en güzel görüntülerinden birini canlı olarak yaşamamızı sağlayacaktır. Bugüne kadar balıklarımın form kaybedip güçsüz kalmalarına dayanamadığım için her zaman onları kusturdum. Annenin yavrularını ağzından salıp yeniden korumak için ağzının içine alması, o yavruları sistemli bir şekilde yüzdürüp dış tehlikelerden koruma çabası, eşsiz ve takdire şayan bir doğa olayıdır.

Bir gün sabredip, bu görüntüleri akvaryumumda göreceğim günün gelmesini bekliyorum. Vücut formu olarak güçlü bir yapıya sahip bir anne adayı dişiyi kusturmadan beklersek, bu görüntüleri rahatlıkla görebiliriz. Yapı olarak doğal boyutlarda olan bir dişinin kuluçka dönemi bitiminde sahip olduğu yavruları, kusturularak doğmuş yavrulardan daha sağlıklı ve gelişimlerinin daha kolay olacağını çoğu davranışbilimci bilimsel olarak kanıtlamıştır. Bu da doğal yolla gelen yavrular için pozitif bir durumdur.

10 yıldır, başta Mbunalar olmak üzere çoğu Malawi Cichlid türünü yakın bir şekilde inceliyorum ve araştırmalarım doğrultusunda varmış olduğum en önemli kanılardan biri; erken anne olmaya hazırlanan bir dişinin yapısal gelişim sürecini sekteye uğratmamak adına, 22-26 gün süren kuluçka döneminin bitmesini beklemeden onu kusturmaktır. Eğer balığınız, erişkin bir dişiyse ve kuluçka tecrübesi fazlaysa kusturmadan bekleyip, o harika doğum görüntüleriyle karşılaşmanızda hobi adına apayrı bir güzelliği gözleriniz önüne serecektir.

Kısacası akvaryum ortamında yaşayan ve anne olmaya hazırlanan güçsüz yapıdaki bir dişiyi kusturmak sağlık adına olumlu bir davranıştır. Erişkin bir dişiyi kusturmadan beklemekte doğanın güzelliği adına, akvaryumumuzdaki görsellik adına müthiş bir olaydır.
[jwplayer mediaid="398"]

Akvaryum sözlüğü

Abyssal Fishes: Okyanusların çok derinlerinde yaşayan balıklar

Acclimatization: Balığın yeni bir ortama veya farklı ilklim şartlarına adaptasyonu
Acidic (Asidik,Asidite): Su içindeki hidrojen iyonlarının sayısının pH 70 altında olması Ayrıca suyun asidik olması aşırı yemlemeninde işareti olabilir
Actinic (Aktinik): Güneş ve benzeri ışınların kimyasal değişikler meydana getirme özelliği Güneş ışınlarının potosentez için tam bir ışık spekturumu sağlaması
Activated Carbon (Aktif Karbon): Deniz,tatlı su ve sudaki pisliklerin katı karbon tarafından absorbe edilmesi
Adipose Fin (Adipoz Yüzgeç): Kuyruk yüzgeçine yakın, önünde ve sırt yüzgeçin gerisinde bulunan küçük dolgun bir tip yüzgeç Tropheus’larda Adipoz yüzgeç yoktur, genelde yayın balıklarında görülür
Adnate: Yapışmak, birlikte büyümek
Aeration (Havalandırma): Oksijenleme amacı ile suyun hareket ettirilmesi, havayla teması
Alkaline (Alkalinite): Su içindeki hidrojen iyonlarının sayısının pH 70 üstünde olması
Air Pump (Hava Motoru): Akvaryuma hava vermeye yarayan elektrikli motor
Algae (Alg): Küf, mantar ve şapkalı mantarlarıda içeren tek hücreli mikroskobik tiplerden büyük deniz yosunlarına kadar uzunan ilkel su bitkileri
Alimentary Tract: Sindirim sistemi veya kanalı
Alveolus, Alveoli (Alveol): Akciğerlede bulunan, bal peteklerine benziyen çukurumsu hücre
Ammonia (Amonyak): NH3 Azot döngüsünün ilk adımıdır Amonyak genellikle balıkların idrarı, ölü balık ve bitki artıkları sonucu oluşmaktadır Balık ölümlerinin muhtemel sebeblerindendir Balıkların büyük çoğunluğu için çok zehirli bir maddedir Akvaryumunuzda sıfır olmasına dikkat edin
Ammonia Tower: Biyolojik filtrasyonda kullanılan, biyolojik filtrasyon malzelerinin kullanıldığı plastik bölme Su filtre malzemeleri arasından geçerken hava ile temas edip bakteriler sayesinde zehirli amonyak ve nitritin atılmasına yardım edilmesi Bu ıslak/kuru filtrelerde bakteri gelişimini hızlandırır
Amphibious (Amfibi): Karada ve suda yaşama yeteneği
Anaerobic Bakteriler: Oksijensiz ortamlarda yaşayan bakteri çeşidi
Anal Fin (Anal Yüzgeç): Balığın kuyruk bölgesine yakın, üreme organları ile kuyruk arasındaki yüzgeç
Anabatoids: Atmosfer havasını soluyan balıklar, gurami,betta gibi
Aerobic Bakteriler: Oksijenli ortamlarda yaşayan bakteri çeşidi
Aragonite (Aragonit): Bazı deniz kabuklarının ve resif mercanlarının kalsiyum karbonat iskeletini oluşturan mineral
Bacteria (Bakteri): Yaşamın başlangıçından beri varolan en ilkel tek hücreli canlılar, nitrojen çevrime yardım ederler
Ballast (Balast): Floresan lambaların güç kaynağı
Biological Filtration (Biyolojik Filtrasyon): Zehirli maddelerin parçalamasıyla oluşturulan süzme süreci Bu parçalanma sürecinde yararlı bakteriler yardımı ile zararlı maddeler ayrıştırılarak daha zararsız hale getirilir, filtreler malesef zararlı maddeleri tamamen filtre edemiyor
Barbel: Bazı balıkların ağız kenarlarında bulunan duyargalar kedi balıkları,yayın balıkları ve Loache türlerinde genelde yiyecek aramak için kullanılan anten benzeri organlar
Berlin Method of Filtration: Canlı kaya ve protein skimmer kullanılarak yapılan biyolojik filtrasyon yöntemi
Bicolor: İki renkli
Brachiae: Solungaçlar, balığın solunumu ile ilgili organları
Brachiocranium: Solungaçların yapısını destekleyen kılçıklı iskelet
Brachiopoda : Saç gibi kaplı, kalp gibi atan bir beslenme organı ve sırt ile göğüs altı sübapları olan bir deniz yumuşakçası
Brackish Water (Acı Su): Tatlı su ile deniz suyu arasında kalan bir çeşit su tipi, genellikle büyük göllerin veya nehirlerin okyonuslara aktığı yerlerde bulunur, tuzluluk oranı tatlısuya göre daha azdır
Bubble Nest (Köpük Yuva): Kabaracık yuvası, labirentli balıkların yumurtalarını suyun yüzeyinde oluşturdukları kabarcıkların içene yerleştirdikleri yuva
Buccal Incubation: Yumurtaları ağızda kuluçkaya yatırma
Buffer (Tamponlayıcı): Suyun, içindeki pH değişimlerine dayanmasını sağlayan süreçtir Suyun kalsiyum karbonat içeriği ne kadar fazlaysa tamponlama kapasiteside o kadar yüksek olur
Caudal Fin : Kuyruk yüzgeçi, kuyruk
Canine (Kanin): Diğerlerinde daha uzun,büyük ve konik şekilde olan diş
Cannister Filter (Dış Filtre): Motoru ve haznesi akvaryumun dışında olan ve bir çift hotum yardımıyla suyu alıp temizleyen filtre
Carbon Dioxide (Karbon dioksit): CO2 Canlıların ürettiği atık madde, bitkilerin fotosentez için kullandıkları temel ihtiyaç maddelerinden biri
Carnivorous (Karnivor): Etçil, canlı balık avlayanlar
Caudal Penduncle: Balığın kuyruğunu gövdesine bitiştiren dar kısım
Calcium Carbonate (Kalsiyum Karbonat): CaCO3 Sert suda yüksek konsantrasyonlarda bulunan beyaz, kristalize bir mineral
Cephalic Fins: Kafanın hemen yanında bulunan yüzgeçler
Cheek: Balığın gözü ile kafası arasındaki bölge
Chemical Filtration (Kimyasal Filtrasyon): Kimyasal reaksiyonla çözümlenmiş artıkların arıtılması
Chiller (Soğutucu): Akvaryumun ısısını düşürmek için kullanılan soğutucu, akvaryum kliması
Chloramine (Kloramin): Sular idaerisinin veya belediyelerin içme suyundaki mikropları öldürmek amacı ile kullandıkları kimyasal, balıklar için öldürücü, çeşitli su düzenleyiciler ile sudaki etkisi engellenebiliyor Suyu uzun süre havalandırarak dinlendirmek kloraminin etkisini azaltmak için yeterlidir
Chlorine (Klor): CL2 Sular idaerisinin veya beledeyelerin içme suyundaki mikropları öldürmek amacı ile kullandıkları kimyasal, balıklar için öldürücü olabiliyor, çeşitli su düzenleyiciler ile sudaki klorun etkisi engellenebiliyor Suyu bir süre havalandırarak dinlendirmek klorun uçması için yeterlidir
Chromatophores: Renkli pigment hücresi
Cichlid: Asya, Afrika ve Güney Amerika’ya kadar uzanan bölgede yaşayan bir tür tatlı su balığının genel adı
Cirri: Bazı soğuk su türlerinin gözünün üzerinde bulunan kısa bir organ
Coitus,Copulation: Çiftleşme
Conductivity (İletkenlik): Suyun geçirgenliği,iletkenlik
Coral Sand (Mercan Kırığı): Mercanların ezilerek kum haline getirilmesi
Cutis: Derinin iç tabakası,ikinci katmanı
Daphnia (Su Piresi): Göllerde ve havuzlarda yaşayan küçük canlılar, su piresi
Deionizer: Mekanik ve kimyasal filtrasyonda çeşme suyunu akvaryuma vermeden önce suyun temizlenmesi işi yapan aygıt, bölüm
Denitrification (Denitrifikasyon): Sudan azot ve azotlu bileşiklerin çıkarılma süreci
Detritus: Akvaryum tabanına toplanan artıklar
Diaphanous: Yarı saydam
Diatoms: İçeriği klorofil ve besleyici lipit olan, okyanus ve tatlısularda bulunan tek hücreli organizmalara verilen genel isim
Diatom Filter: Özel filtre ortamı sayesinde tek hücreli organizmaları filtre edilmesini sağlayan filtre tipi
Dorsal Surface: Balığın sırt bölgesi
Dorsal Fin: Balığın kafa ile kuyruk arasında bulunan yüzgeçi, sırt yüzgeçi
Dustus Pneumaticus: Yemek borusunu air/swim bladder’e bağlayan tüp
Ectoparasite (Dış Parazit): Balığın vücudunun dışında yaşayan yaşayan parazit
Egg-Layer (Yumurta döken): Dişi yumurtladıktan sonra döllenen yumurtalar
Egg Spots (Yumurta Beneği):Erkeklerin anal yüzgeçlerinde bulunan noktalar
Epidermis: Derinin dış katmanı, üst deri
Esophagus: Ağız ile mideyi birbirne bağlayan tüp
Eye in snout: İktayologların kullandığı, gözün orantılı bir şekilde adım adım ölçülmesi olarak ifade edilen bir ölçü tekniği
Fertilization (Döllenme): Sperm ve yumurtanın birleşmesi
Filaments: Sivri yüzgeç, kuyruk ucu
Fry: Yeni doğmuş veya yumurtadan yeni çıkmış yavru balık
Forehead: Kafanın önündeki eğim
Fungus: Balığın gövdesinde oluşan pamuğa benzeyen mantar
Genus: Türleri ayırt etmede kullanılan ve büyük harf ile başlayan bilimsel ifade
Gill: Solungaç, balığın solunum işlemi sırasında kullandığı organ, Sudaki O2′ni süzer
Gill Cover: Solungaçı koruyan sert, kemikli tabaka
Gonopodia: Canlı doğuranların erkeklerinin, dişilerinin içine sperm koymakta kullandığı uzun bir görünüme sahip anal yüzgeçler
Gravid: Hamile balık, yumurta dökmeye hazır dişi
Guanin: Pulların altında bulunan, ışığın yansımasını temin eden madde, genelde tatlısu balıklarında bulunur
Hard Water (Sert Su): Su içersinde çözünmüş tuz miktarının yoğun olması
Herbivore (Otçul): Besin ihtiyacını bitki ve yosunlardan karşılayan balık grubu
HO lighting: Yüksek verimli floresan lamba
Hybrid (Kırma, Hibrid): İki farklı türün çifleşmesi sonucu ortaya çıkan tür
Hydrogen Sulfide: Hidrojen sulfit
Ich, Ichtyophthirius (Beyaz Benek): Beyaz nokta olarak bilinen, tek hücreli bir parazit
Ichtyology: Balıkları inceleyen bilim dalı
Internal Filter (İç Filtre): Akvaryum içinde kullanılan filtrelere verilen genel isim, iç filtre
Invertebrates (Omurgasızlar): Omurgasız tuzlusu hayvanları
Iodine: İyot
Kalkwasser: Suda çözülmüş olarak bulunan kalsiyum hidroksit
Killifish: Yıllık balıkları olarak geçen çok değişik renklere sahip olan fakat ömürleri kısa,üremeleri emek isteyen bir tür Serkan Alasya’nın sitesinde detaylı bilgi bulabilirsiniz
Labyrinth Organ (Labirent Organı): Beta Gurami labirentli balıklarda bulunan solunum organı
Lamprey: Yılan balığı şeklinde yuvarlak ağızlı, emici bir su hayvanı
Lateral Line: Balığın her iki yanında ve deri içinde uzanan, sudaki titreşimleri sinir sistemine ileten duyu organı
Live Rock (Canlı Kaya): Canlı kaya Deniz akvaryumlarında kullanılan küçük yumuşakça ve alg’lerin işgaline uğramış normal kaya
Livebearer (Canlı Doğuranlar): Yumurtaların balığın vücuduna döllendiği ve yavrularını canlı olarak dünyaya getiren balık türü
Mechanical Filtration (Mekanik Filtrasyon): Mekanik olarak arıtma(süzme) işinin yapılması
Milt: Balıkların spermi
Mineral: Suda doğal olarak bulunan inorganik maddeler
Mouth Brooder: Yumurtalarını veya yavrularını ağızda büyütüp,barındıran balıklara verilen isim
Nacreous: İnci pulu çekirdeği
Nitrification (Nitrifikasyon): Bakteriler tarafından, zehirli amonyağın, nitrit ve nitrata dönüştürüldüğü kimyasal süreç
Nitrate (Nitrat): (NO3) Biyolojik süzme ile alınan azot bileşiği
Nitrites (Nitrit): (NO2) Süzme işlemiyle alınan amonyak ve nitrat arası bileşik
Nuchal Hump (Kafa): Erkek cichlidlerdeki geniş alın
Operculum, Opercle: Solungaç kapağı
Otoliths: Balığın işitmesini ve sesin dengelenmesini sağlayan, kulaktaki üç kemik
Ovary: Dişinin üreme için salgı yapan organı,bezesi
Overfeed: Aşırı besleme
Ovipositor: Ucu sivri tüp şeklinde olan ve yumurta bırakmaya yarayan uzuv
Ozone: Ozon
Peat (Turba, torf): Çürümüş bitkilerden elde edilen kömür, turba yosunu Suyun pH’nı düşürmek için kullanılan bir tür yosun
Pectoral Fins: Göğüs yüzgeçi
Pelvic Fins: Anal yüzgeçin önünde bulunan yüzgeç, çıkış yüzgeçi
pH: Suyun asit ve alkalitesini anlatan logoritmik ölçü birimi
Pharyngeal Teeth: Balığın boğazındaki dişler
Photosynthesis: Işık yardımı ile besin biriktirme süreçi
Piscovore: Diğer balıkları yiyen balık grubu
Planktivore: Plankton ile beslenen balık grubu
Pleco (Vatoz, vatos): Pleco veya Plecostomus
Powerfilter: İç elektrik motoru olan filtre
Powerhead: Güç kafası
Prefilter: Ön filtre
Ray: Yüzgeç zarlarını tutan sert ince kemikler
Redox: Bir su kütlesindeki azalma ve oksidasyon potansiyeli için kullanılan kısaltma Yüksek redox potansiyelli bir su berrak,iyi kaliteli ve yüksek düzeyde O2′e sahiptir Düşük redox potansiyelli bir su ise düşük kalitesi ve yetersiz düzeyde O2 içerdiğini gösterir
Reverse Osmosis: Çeşme suyunu arıtma yöntemlerinden biri
Phosphorous (Fosfor): Fosforlu Deniz akvaryumları için önemli trace elementlerden biridir Genetik madde bloklarının inşasında ATP (adenosine triphosphate) oluşumuna yardım eder
Plankton: Besin zincirindeki en ufak ve ilkel yaratıklar
Protein Skimmer: Protein toplayıcısı, deniz akvaryumlarında, elektrik yüklü, aktive edilmiş bir köpük oluşturarak sudan atık maddeleri toplayan bir çeşit filtre
Salt (Tuz): Anyon ve katyonların genel adı
Saggita: Kulaktaki en büyük otolith
Scale: Pul
Scalpel: Cerrah balığının sırtındaki dikenler
School (Sürü): Aynı tür veya cins balıkların grup halinde bir arada yüzmeleri
Scute: Yayın balıklarının sert sırt pulu
Sediment: Akvaryum tabanında biriken atıklar,yem,bitki,ölü balık, tortular
Shaol: Aynı türden balıkların bir arada bulunması
Shimmies: Üşüyen balıkların hareketsiz, yan yana durmaları
Silicon (Silikon): Silisyum, deniz sistemlerindeki eser elementlerden biri
Soft Water (Yumuşak Su): Su içersindeki çözünmüş tuz miktarının çok az olması
Spawning: Yumurtlamak
Species: Tür, cins
Specific Gravity (Öz Ağırlık): Saf suya göre, bir sıvının yoğunluk oranı
Strain: Aynı özellikteki balıklar,türdeş
Strontium: Mercan resiflerinin büyümesi için gerekli temel elementlerden biri
Subspecies: Alttür
Substrate (Substrat): Akvaryum tabanında kullanılan çakıl,mercan kırığı,midye kırığı,nehir kumu Alt tabaka,alttaş
Substratum: Doğada tabanda bulunan maddelerin(çakıl,mercan,kum)farklı katmanları
Swim Bladder,Air Bladder: Balığın suyun içersinde dengede durabilmesini sağlayan içinde gaz dolu olan organ
Trace Elements (Eser Elementler): Tatlısu ve tuzlu su akvaryumlarında gerekli olan birçok elemente verilen genel isim, çok az miktarda bulunur, kalsiyum, stransiyum, iyot, ozon, kobalt, demir, bakır, selenyum
Trickle Filter: Bölmelerde biyolojik filtrasyon malzelerinin kullanıldığı, suyun filtre malzemeleri arasından geçerken hava ile temas edip yararlı bakteriler sayesinde zehirli amonyak ve nitritin atılmasına yardım edilmesi Bu ıslak/kuru değişim filtrelerdeki bakteri gelişimini hızlandırır
Tubercle: Tatlısu balıklarının solugaç kapaklarında görünen küçük beyaz sivilce benzeri kabarcıklar
Turbulence: Hızlı ve güçlü su hareketi
Ultraviolet Sterilizer (UV): Zararlı bakteri ve mikro organizmalardan UltraViole ışığı kullanarak arıtma yöntemi
Undergravel Filter: Tabanda oluşan pisliklerin, çakılların altındaki tabla aracılığı ile temin edilen süzme yöntemi
Ventral Fin (Ventral Yüzgeç): Karınaltı yüzgeçi
Ventral Surface (Karın Bölgesi) : Balığın midesinin ve üreme organlarının olduğu bölge
Venturi: Silindirik bir yapıya sahip olan, havanın suyun içinden hızlı bir şekilde geçtiği popüler bir protein skimmer dizaynı
VHO Lighting: Yüksek verimli floresan ışığı Bu tip ışıklar özel balats ile kullanılır ve geniş spektrumda ışık verir
Wet/Dry Filter (Islak Kuru Filtreler): Islak/Kuru filtre, bölmelerinde biyolojik filtrasyon malzelerinin kullanıldığı, suyun filtre malzemeleri arasından geçerken hava ile temas edip yararlı bakteriler sayesinde zehirli amonyak ve nitritin daha hızlı atılmasını sağlayan filtre tipi
Zeolite (Zeolit): Amonyağı kendi üzerinde toplayarak akvaryumdan atılmasını sağlayan madde, sadece tatlısu akvaryumlarında kullanılır
Bir önceki yazımız olan Akvaryum suyu nasil hazir hale getirilir? başlıklı makalemizde akvaryum, akvaryum hakkında genel bilgi ve akvaryum suyu hazırlama hakkında bilgiler verilmektedir.